Şu anda beynimi koskocaman bir çöp kutusu gibi hissediyorum. Sanki beynimin içinde kıvrımlar yok da bir elektrik süpürgesi var. Ne var ne yok yutuyor, gerekli gereksiz ayırt etmeden. Beynim de doğal olarak uyuşuyor tabi. Bu uyuşukluk bacaklarıma, kollarıma, tüm vücuduma yayılmış gibi. Damarlarımın içi ağrıyor, kanım donmuş gibi, düşüncelerim karıncalanmış… Ayağımı uzatıp günlerce dinlenmek, uyumak, dalga sesi dinlemek, pofuduk yastığıma sarılmak istiyorum. Herkesten uzak, her şeyden uzak. Yoruldum… Çok yoruldum… İstediğim şeylere vakit ayıramıyorum, gereksiz şeylere kafamı yoruyorum. Gözlerim o kadar ağırlaştı ki kaldıramıyorum onları. Boynumu kıpırdatamıyorum. Arkama dönüp bakamıyorum. İlerisini hiç göremiyorum. En iyisi bir süre bulunduğum yerde oturmak, hareketsiz kalmak diyorum. Ona da izin vermiyorlar. Her bir yandan itiyorlar, kimse itmezse şiddetli bir rüzgâr esiyor ve istemediğim yerlere götürüyor beni. “Acelem yok, beklerim” diyorum, dinlemiyorlar, dinlenmeme izin vermiyorlar. Oysa ki tek istediğim şey bana huzur veren insanlarla olmak. Ne yazık ki onlara zaman ayıramıyorum. Bir yandan saçmasapan ödevler, sınavlar, vıc vıc şeylerle uğraşıyorum; bir yandan gereksiz kişilerle. Neden beynimi doğru dürüst kullanamıyorum? İnsanın beynini istediği gibi kullanamamasına engel ne? Tabi ki hisleri. Eğer hisleri olmasaydı bütün insanlar aynı olmaz mıydı? Robot gibi, kolay tahmin edilebilir, uzaktan kumandayla çalışan vs vs.
Evet… Tek istediğim ayaklarımı uzatıp yatmak, hiçbir şey düşünmeden. Rüyamda çocukken oynadığım bebeklerimi versinler elime. İlkokul yıllarına geri dönmüş olayım. Bahçede seksek oynadığımız, dondurma yeme yarışı yaptığımız, su savaşı yaptığımız yıllara… Uyandıktan sonra da yenilenmiş olayım. Beynim parıl parıl parlasın. Zinde ve dinç olayım. Çöp kutusunu sadece mutfakta göreyim. Bu kadar…
[Bir arkadaşım geçenlerde bana “Tuğçe, yazılarına sinir oluyorum. Sanki hiçbi derdin yok hep gülüp eğleniyosun. Sitene öyle hayat güzel her şey güzel lalallalalaaa tarzı yazılar yazma diyorum, normal bir insan gibi senin de depresif anlarının olduğunu kabullen” dedi. Kabulleniyordum, ama yazmıyordum pek. Buyrun ]
Yorum yazmayacağım.
Valla blogundan okuduğum kadarıyla pek yoğunsun. Ben o kadar hatta hiç yoğun olmamama rağmen benim de bazen aynı düşüncelere daldığım oluyor. Özellikle ilkokul zamanlarına gitmeyi istemek.
Kolay gelsin sana
Hımm… Sanırım aynı problemden muzdaripiz
Yazını okurken benim bile beynim karıncalandı yaahuu! Allah kurtarsın kardeşim!!!

Çocukluk yıllarına dönsen bile dondurma yarışından aynı zevki alamayacağının garantisini verebilirim..
bu konuda yazacağım çok şey war aslında ama durmam gerekiyor,patlamaya hazır bi bomba misali beni tutamayabilirsiniz 

Ama şunu insan gerçekten hissedebiliyor.Sen benim ”diğerleri” olarak tabir ettiğim grubun içinde yer alıyorsun…
Farkına varmışken,bu yazıyı yazmışken dile getirmişken bazı şeyleri,seni bunları yapmaktan alıkoyan nedir?ödev,sınaw,yaşam koşulları??..
Git kendine vakit ayır.Herkes vapurda içerde oturuyoken,sen dışarı çık ve etrafı izle,martılara bak.Soğuktan donsanda titresende hasta olacağını bilsende çık ve seyret etrafı mesela herkes sana saf gözüyle baksa bile..
Sevdiklerimle gereken zamanı geçiremiyorum deme sakın çünkü 1 hafta sonra bile bu dediğine pişman olup,keşke diyebilirsin…
Ve son olarak bu güzel yazın için sana gerçekten çok teşekkür ederim,çünkü bunları dile getirmek herkesin sahip olamadığı bi yetenek..
Hayatta herşey oluyor tabi ki bizler de normal insanız farkımız web sitesi dediğimiz zımbırıtıdan yazıyoruz boşluğa birileri okusa da, okumasa da; ama yine de iyi olan anların paylaşılmasından yanayım (: kötü ya da iyi olmayan şeyleri yazıp hali hazırda 3-5 satır yazı okuyup kafa dağıtmak isteyen insanın kafasını fırsattan istifade edip darmadağın etmemek lazım, şart, gerek…
Gerçi sen ne yazıyosun ki diyor isen; benim dengem zaten bozulmuş….
——————————————–
[Bir arkadaşım geçenlerde bana “Tuğçe, yazılarına sinir oluyorum. Sanki hiçbi derdin yok hep gülüp eğleniyosun. Sitene öyle hayat güzel her şey güzel lalallalalaaa tarzı yazılar yazma diyorum, normal bir insan gibi senin de depresif anlarının olduğunu kabullen” dedi. Kabulleniyordum, ama yazmıyordum pek. Buyrun ]
bence senin gibi özel birinin kendini çevresindekilerden mahrum bırakması çok acınılası bir durum. şuanda hayatında olanların yanısıra bide hayatına girdiği taktirde sana huzur vericek insanlar olduğunuda hesaba kat derim ben ama sen farkında olmayack kdr dalgınsın… İyi yıllar diliyorum bu vesileyle Tuğçe. kal sağlıcakla
İnsanların yazım tarzları bu aslında Tuğçe. Bak mesela herkes beni sürekli gülen, abuk sabuk espriler yapan yani kısacası yavşağın birisi olarak bilir. Blogumda ise son derece karamsar, sorun dolu ve karanlık birisiyim. Yani iyi şeyleri değil sadece kötü şeyleri ve sorunlarımı yazıyorum. Tabi bunda ikizler burcu olmamın da etkisi olabilir. Kısacası ben de yavşak adamla pesimist kötü adam arasında gidip geliyorum ama diyoruk ki, keşke her zaman yavşak adamı oynayabilsem
Sevgili TUĞÇE
Bu kadar karamsar olmamak insanın elinde bence.
Ayaklarını uzatarak dinleneceğin zamanları.bu atlama taşlarını bitirince bol bol yaparsın.Yaz tatillerini de hesaba katarsan sahilde magnumlu günlere az kaldı da diyebilirsin. Şimdilik 400 sayfalık bir ders kitabını günde 10 sayfa ile 40 günde yorulmadan bitirisin.Fakat 10 günde bitirirsen 40 ar sayfa yorar.
Hele 5 güne indirirsen 80 sayfada karamsar olursun.
Bu misali verdim çünkü;çok şey böyle insan yaşamında.
Başarılı sınavlar ile hepiniz kalın sağlıcakla…
Biricik yeğeni olan Ergun DAYIN
Okurken fark ettim de ismim “Hıdır” olarak kalmış, kusura bakmayın, Tuğçe zaten bakmayacaktır da
Ben de tam “Akın’ın Hıdır fantezisi ne zaman geçecek” diye soruyordum kendi kendime…
wah wah tuğçe çevrimdışı olmuşş
Burcunun özelliklerinde var bu durumun. Yazmaya çekindim kavgada bile söylenmez o özellikler
Serkaaann yaz bakiym yaaaazzzz öyle laf atıp kaçmak yok
Vallahi sen kaşındın tuğçeciğim buyur ozaman
Genellikle çok aktif ve dinamiktir. Fakat avare ve tembel bir şekilde vakit geçirmeyi de onlardan iyi kimse bilemez. Uzun uzun “keyifli tembellik” yapmaları olasıdır. Hassas ve gururlu ruhlarını iyileştirmek için gerekirse hile yapabilirler.
Birisi ona yardım teklifinde bulunursa, gururu yüzünden reddedecektir. Böyle bir olay onun için yerin dibine geçmek gibidir.
Gücünü ve motivasyonunu fikirlerinden alır. Bir şeyden tam emin değilse veya kendinden şüphe ediyorsa, içindeki itici güç eksik demektir. Çevresini çok sallamazlar pofuduk yastıkları tek dert ortaklarıdır.
Çok iyi anlaştığınız burçlar: Yay, Koç
Sağol be! En azından Yay ve Koç’la çok iyi anlaştıımı söyleyerek kıyak yapmışsın

Valla ben kumpir yerken dikkatli ol derim. Bütün bu söylediklerinden sonra belli olmaz, içine kazara bişey koyulur filan..
Açılın, ben Yay’ım
Nuri Alço kumpiredemi uyku ilacı atıyor yoksa
İlginç
Bu arada bende yay burcuyum 
Nuri Alço’yu bilmem ama ben daha kötü şeyler atabilirim
Bu arada, Emre ve sen anlaştıım tek Yay burcu olabilirsiniz çünkü genelde anlaşamam ben onlarla 