Öncelikle hepinize yeniden merhaba. Dünyadan kopmuşluğuma artık bir son vermek gerek diye düşündüm. Sağolsun bu finaller beni mahvetti -hala da mahvetmeye devam ediyor-. Yarın sabahın köründe uyanıp 9’da Müzik Tarihi sınavına gireceğim. O kadar çok ezberlemem gereken yer var ki, hepsini ezberlemenin mümkünsüzlüğünün verdiği bir gevşeklik ve rahatlıkla uzun zamandan beri uğramadığım siteme bir yazı yazayım dedim. Dün geç yattım ve isteğim üzerine annem beni erken kaldırdı. Nasıl kaldırdı dersiniz? Senfoni Orkestrası’ndan bir marş söyleyerek Şu annem beni öldürecek!
Bir de öyle kendini kaptırarak, bağırıp çağırarak söylüyor ki “tamam bırakhk ya girmicem sınava filan kalkmıyorum ben” dedim
Birazdan karamelli Café Crown’um eşliğinde güzel ve narin sayfacıklarımı ezberlemeye başlayacağım. Ama ondan önce size geçen hafta gittiğimiz bir misafirlikten bahsetmek istiyorum. Annemin çok yakın bir arkadaşı olduğu için ben de gittim; çünkü kızları (Sinem) da vardı benim yaşlarımda biraz kaynattık
Bu misafirlik benim için biraz ilginç, biraz komik ve fazlasıyla ilham verici oldu (örneğini biraz sonra göreceğiniz üzre). Tam oturmuştuk ki ev sahibinin alt ve üst komşuları (yan veya karşı da olabilir
) geldi ve hep birlikte oturduk. Bir tanesi anneme beni işaret edip “kızın mı?” diye sorunca annem de “evet” dedi. Sonra kadın yanıma geldi “maşallah kaç yaşındasın sen?” diye sordu. Ben kaldım öyle sanki bebek seviyor
“20!” dedim oradaki ünlem işaretini tonumla belli edecek bir şekilde. Bu sefer de kadın karşımda öylece kaldı: “Hımm, maşallah” dedi
“Evli misin bekar mısın?” diye sorunca şaşırdım. Aslında benim yaşımda evli olmak çok da anormal bir şey değil hele ki onların zamanında daha bile erken evleniyorlar ama yine de garipsedim. “Nerede teyzee daha evlenebileceğim bir aday bile yok!” deyip dert yanmasını da bilirdim de yapmadım
Bu sefer de “çalışıyor musun okuyor musun?” diye sordu. Nerede okuduğumu sordu. Yani anlayacağınız, resmen soru yağmuruna tutuldum ama maalesef şemsiyemi almadığım için hepsini cevaplamak zorunda kaldım
Bu arada komşulardan diğeri bu konuşmalarımızı duymamıştı. Bu sefer o yanıma gelip yanağımdan makas alıp iki yana sallayarak “ayyy canım ne tatlı bu, yerim ben seni” demez mi! Artık bütün savunmalarımın beyhude olduğunu anladığım andır o an. Artık yaşımı söylemeyeceğim. 16 veya 17 yaşında olduğumu söyleyeceğim ne olur ki! İşin ilginç tarafı, bunu demesinden hemen sonra “sen yana kay bakiym ne konuşuyo şunlar duyamıyorum” dedi. Sonra da bebekli olan bir kadının bebeği için “ayy kimbilir ne delikanlıları yakacak bu büyüyünce” dedi
Böyle bir bebek sevme tarzı var mıdır yahu?
O bebeğe bakınca aklına ilerde yakacağı delikanlılar geliyorsa söylenecek bir şey yok
Neyse ki servis yaptıktan sonra Sinemcim beni kurtardı, aldı odasına götürdü ve bir daha o odaya dönmemek üzere yola çıktık
Yazımdan çıkarılacak sonuçlar: Misafirlik bana göre değil & Çalışmam lazım, gidiyorum.
Protesto ediyorum, yorum yazmıyorum.
(Ama yine de birinciyim. Nıhah.)
Neyi protesto ediyosun anlamadım? Ayrıca kendinle çelişiyosun umarım farkındasındır protestoya bak
Misairlik değil de, yaşlı teyzeler bir acayip
Yazmıyorum yorum, ısrar etme…
Valla haklısın Sera ne diyim
Misafirlik bazen güzel oluyor gerçekten de 
Ayrıca Cem, ISRAR EDİYORUMMM!!! Ahanda ettim!
Bence o teyzelerin ya oğlu ya torunu var senide çok beğenmiş
Yaş okul muhabbeti hele hele misafirlikte öldürüyo valla
Tuğçe, sen üzerime geleceğine yarın videoyu getir bana!
İşe iyi yanından bak: 70 yaşına bile gelsen kimse yaşına inanmayıp “Okuyor musun evladım?” diye sormaya devam edecek muhtemelen


“Gençler ve genç kalanlar”ın 2. bölümünü de sen oluşturuyorsun
@BIGADICMANIA: Bak ben bunu düşünmemiştim
Ama bilmiyo ki oğlunu beğensem bile sırf o kadar dilli bir kaynanam olmasın diye evlenmem 

@CEM: Geçmiş olsun videonun ruhuna el fatiha!
@AKIN: Kimse bana 70 yaşında dediğin soruyu sormazsa sen sorar mısın? Bari bir kere zıtlaşma benimle de sor!
Üç günlük dünya zaten; ne 70’i, ne yaşı…
(Eyvah, yorum yazdım sana!)